[KAMAL - KAMALİZMAtanız Kamal Vatan Kurtarmadı...

Hayır Kamalcıklar... Atanız Kamal vatan falan kurtarmadı. Atanız, işgalci İngilizlerle işbirliği yaparak Osman Gazi'nin torunları ve Müslüman Anadolu halkının devletlerini çalıp kendi zimmetine geçirdi! Şöyle düşününüz. Büyük bir şirket var. Bu şirketin güvenliğini sağlamakla görevli, onun için maaş alan güvenlik görevlisi var. Bir gün kalabalık bir soyguncu grubu şirkete saldırır. Güvenlik görevlisi, görevi gereği şirketi korumak yerine soyguncularla işbirliği yapar. Soygundan sonra soyguncular şirketten almak istediklerini alıp giderler. Gitmeden önce, şirketin tabelasını değiştirip başına kendilerine yardım eden hain güvenlik görevlisini geçirirler! Şimdi bu hain hırsız güvenlik görevlisi şirket kurmuş mu oluyor? Elbette ki hayır. Atanızın hikayesi de aaaayyynenn bu hain güvenlik görevlisinin hikayesine benzer! Atanız Kamal, işgalci İngilizlerle birlikte aynı gün İstanbul'a gitti (13 Kasım 1918). İngilizlerin kaldığı Pera Palas Oteli'ne yerleşti. Ertesi gün, ayağının tozuyla işgalcilerden valilik istedi. İstanbul'da kaldığı 6 ay zarfında, memleketi korumakla görevli olduğu ve onun için maaş aldığı halde işgalcilere karşı hiçbir mücadelesi olmadı. Silah sıkmak ve kılıç çekmek şöyle dursun, ağır bir laf bile etmedi. Aksine, ortağı olduğu Minber gazetesi ve diğer gazetelere verdiği demeçlerle işgalcileri yıkayıp yağladı, doyamadı, bal döküp yaladı! Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal edince, İngilizler uşakları Kamal'i Samsun üzerinden Anadolu'ya gönderdi. İşgal edilen İzmir, Samsun ne alaka? Neden İzmir'e yakın bir yere değil de Samsun? Çünkü Samsun da işgalcilerin kontrolü altındaydı. Adamları Kamal'in başına bir kaza gelsin istemiyorlardı. İşgalcilerin planı, işbirlikçileri Kamal'dan bir "kahraman" çıkartıp devletin başına geçirmekti. Planları tıkır tıkır işledi, aynen de öyle yaptılar. Osmanlı Devleti'ni yıktılar, tabelasını "Türkiye Cumhuriyeti" olarak değiştirdiler, başına da uşakları Kamal'ı koydular. Tabeladaki "Cumhuriyet" ifadesi sizi aldatmasın, kurulan Cumhuriyet degil Kamal Diktatörlüğü'ydu. "Hırsızlar istediğini alıp gittiler" dedik yukarıda. Evet, işgalci İngilizler de Halifelik makamını uşakları Kamal'a kaldırttıktan sonra gönül rahatlığı içinde çekip gittiler. İşgalci Ingiliz işbirlikçisi Kamal, ömrünün sonuna kadar efendisi İngilizlere hizmet ederek ve Islam'la savaşarak geçirdi. https://x.com/CevdetAkbay/status/1837934141964210518 (22 Eylul 2024) Kasım 1922 - Saltanat'ın kaldırılması. İşgalci İngiliz işbirlikçisi Kamal, bu kararla Osmanlı Devleti'ni resmen yıktı. Bundan sonrası, Hilafet makamının kaldırılması dahil, bütün ihanetler çorap söküğü gibi geldi. 2 Ekim 1923 - İşgalci Ingilizler, memleketi emin ellere (uşak Kamal ve ekibine) teslim ettiğinden emin olmuş bir şekilde Istanbul'u terketti. 29 Ekim 1923 - sözde "Cumhuriyet"in ilanıyla. İşgalci Ingilizlerin desteğiyle yıkılan "Osmanlı Devleti" tabelasının yerine "Kamalizm Diktatörlüğü" tabelası asıldı. 3 Mart 1924 - Halifeliğin Kaldırılması. Saltanatın kaldırılması ve Kamalizm Diktatörlüğü'nun ilanıyla Hilafet makamı işlevsizleşmişti zaten. CHP'li Kamal, Halifeliği kaldırarak emperyalist İngilizlerin en büyük emelini ve emrini yerine getirmiş oldu. Hilafet Makamı, özellikle somurgesi olan Hindistan ve sair Müslüman memelketlerde İngilizlerin başını ağrıtıyordu. Hilafet makamı vesilesiyle dünya Müslümanlarının lideri konumundaydik; Kamal bu makamı kaldırarak memleketi de kendisi gibi İngiliz uşağı yapmış oldu. https://x.com/CevdetAkbay/status/1838020934688464943 (22 Eylul 2024) 2 Ekim 1923'te Istanbul'u terketseler de, İngilizler uşakları Kamal'i hiç terketmediler. Öldüğü 1938'e kadar onu özenle koruyup kolladılar.

Comments

Popular posts from this blog