[KAMAL - KAMALİZMCHP'li Kamal Nasıl "Gazi" Oldu?

Biliyorsunuz, Hindistan ve sair memleketlerdeki Müslümanlar, işgalcilere karşı cihat için 1 milyon lira kadar yardım parası gönderdi. Bu yardım paralarının çok azı savaşta kullanıldı. Geri kalan paralar milletin, özellikle de şehit yakınları ve gazilerin hakkıyken onlara verilmedi; CHP'li Kamal paraları zimmetine geçirdi (çaldı). Bu paralarla paralı tetikçiler tuttu; işlerini yaptırmak, muhalifleri susturmak için kullandı bu mafyavari tetikçileri. Kamal'ın nasıl "Gazi" olduğuna bakalım... Detayı aşağıda ama kısa bir özet geçeyim: Herif Yunanlılardan kaçmak için ata biniyor. Zil zurna sarhoş olduğu için ata bindiği gibi rakı fıçısı gibi diğer tarafa düşüp kaburgasını kırıyor. Cephede falan değil. Gazi değil Niyazi bile olmaması lazım ama savaş sonrası "Gazi" ve "Mareşal" unvanları için Meclis'e baskı yapıyor. Meclis kabul etmiyor. Devreye silahlı tetikçilerini sokuyor, zorla alıyor ünvanları! Birkaç gün sonra Meclis'ten 4 milyon lira para da istiyor; Meclis itiraz ediyor, herif 1 milyona indiriyor. Meclis onu da kabul etmiyor. Ama adam daha sonra memleketi soyup soğana çeviriyor, Karun gibi zengin oluyor. Okuyalım: "Bu Çal Dağının düşmesi bütün ümitlerizi bitirdi. Yeniden Türk Milletinin istikbali, hürriyeti, hayatı tehlikeye düştü, gidiyor. Artık hep ölü haldeyiz. Kimsede can kalmadı. Ağzımızı bıçak açmıyor. Bunun üzerine Mustafa Kemal orduya geri çekilme emri vermiş. Bu haber de geldi. Mustafa Kemal‘in özel hizmetlerinde kullandığı arnavut yaveri Salih de cepheden geldi. Mustafa Kemal‘in eşyalarını topladı. Kaçıyorlar. Mustafa Kemal ata binmiş, sarhoşmuş. Düşmüş, kaburga kemiği de kırılmış. Meğerse Yunanlar sol cenahımızı on gündür söktüremedikleri için ümitsizliğe düşüp geri çekilmeye karar vermişler. Ağırlıklarını Sakarya‘nın batı cephesine alıyorlarmış. Fevzi (Çakmak) bunu sezmiş ve Mustafa Kemal‘e demiş: ‘Aman geri çekilme! Düman da geri çekiliyor. Emri geri al.‘ Ne ise Mustafa Kemal ricatı durdurdu. İşte Fevzi bu vaziyeti kurtardı. Yoksa bütün emekler, zabitlerin çabaları, dökülen kanlar boşa gidiyordu. Sakarya harbi bitince iki mühim şey olmuştu. Mustafa Kemal hareket etmeden evvel, Meclis‘ten kendisine gazi ünvanı ve müşirlik verilmesini istedi. Herkes: ‘Canım bu adam ne oluyor? Ne istiyor? Bunları ne yapacak?‘ diyordu. Ve yine: ‘Galiba padişah olmak peşindedir. Şimdiden onun gibi tuğrasına El-Gazî yazmak için bu ünvanı istiyor.‘ diyorlardı. Şu adam müthiş bir mahluktur. Ve nutkunda: ‘Meclis bana Gazi ünvanını verdi‘ diyor. Halbuki böyle birşey kimsenin aklına gelmemişti. Kendi istedi. Meclis ise ‘Olmaz‘ dedi. Kıyamet koptu. Nihayet tehdit altında ve kendi adamlarını kullanarak Gazi ünvanını aldı. Birkaç gün geçinde de: 'Meclis bana dört milyon lira nakit mükafaat versin' dedi. Herkes Meclis‘te bir daha kızdı ve köpürdü. Bütün meclis olmaz‘ı bastırdı. Mustafa Kemal bir milyona indi. Yine olmaz dediler. Hâsılı meclis: ‘Para veremeyiz‘ dedi ve vermedi. Mustafa Kemal bir müddet uğraştı, baktı olmuyor, vazgeçti. Eğer böyle birşey lazımsa Meclis kendi verir. Ama yok, bu kendi ister, adeti budur. Sıkılmaz. Nutukda bu para meselesinden hiç bahsetmiyor." Dr. Rıza Nur, Hayatım ve Hatıratım, (s. 849) https://x.com/CevdetAkbay/status/1836821888754225604 (19 Eylul 2024)

Comments

Popular posts from this blog